
En büyük hayali olan Türkiye şampiyonluğuna imkânsızlıklardan dolayı ulaşamayan 53 yaşındaki boksör Fatih Ceyhan, bu hayaline yetiştirdiği öğrencileri aracılığıyla ulaşıyor. Kayseri Talas’ta geçimini ayakkabı ve çanta tamirciliği yaparak sağlayan Ceyhan, ufak yaşlarda merak ettiği Taekwondo ‘ya heves etti. Dönemin şartları ve çalışma salonunun ufak olması sebebiyle hocalarının tavsiyeleri ve kendisinin de isteği üzerine boksörlüğe yöneldi. 1978 yılında iş saatlerinden fırsat buldukça ara ara antrenmanlara katılmaya çalıştı. Maddi sıkıntılar ve çalışma şartları gereği istediği sonuca ulaşamadı. Balkan Şampiyonu Fethi Türkmen ile Çelik Spor Kulübü’nün açılmasıyla tekrar boksa başlayan Ceyhan, iki yıl daha bu spora devam etti ve boks hocalığı yapmaya başladı. Vatani görevini yerine getirdikten sonra Talas’a yerleşen Ceyhan, çocuklarını burada bulunan Taekwondo salonuna yazdırdı. Belediyenin yardımıyla burada yaklaşık 10 sene spora devam eden Ceyhan, öğrencilerinin birçok şampiyonluk kazandığını dile getirdi. Ceyhan, çocuklarının başarılarından söz ederek şöyle konuştu: “Çocuklarımız Türkiye şampiyonu oldu. Türkiye ikincisi ve üçüncüsü oldu. Okullar arası turnuvalarda şampiyon oldular. Benim gayretlerimle çocuklarımı çalıştırmaya başladım. Şehir de beraber koştuk geldik. O zaman, Talas Belediyesi’nde Orhan Say vardı. Onun çok yardımı oldu. Çocuklar iyi yerlere geldiler ama ilçe başkanlarının pek ilgisini çekmedi. Çocukları milli takıma çağıramıyorlardı. Kayseri çok geride kaldı bu yönden. Gerçek spor sevdalıları artık işi doğru yapmıyor çünkü işin içinde başka art niyetler bulunuyor.”
“Aslında onlar benim hayallerim”
Maddi imkânsızlıklar nedeniyle şampiyonluk hayallerine ulaşamadığını belirten Ceyhan, bu hayallerine yetiştirdiği ve üzerlerine titrediği öğrencilerinin gerçekleştirdiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Yaklaşık iki sene önce sporu bıraktım. Artık çocuklar kendileri yapıyor. Ancak, onları desteklemeye devam ediyorum. Elimden geldiği kadar akşamları antrenmanlarına gidiyorum ve yardımcı olmaya çalışıyorum. Şimdi imkânlar var. Bizim zamanımızda ayakkabı almaya bile imkânımız yoktu. Şimdi devlet imkân veriyor. Kayseri'de dereceye girenlere para, yolculuk gibi imkânlar tanınıyor. Ben imkânsızlıklar ve aile desteği alamadığım için yapamadım. Kendi çocuklarıma aile desteği verdim. 15 senedir çocuklar bu sporla uğraşıyor. Ellerinde ikinci meslekleri var sayılır. Şimdi çocuklar antrenörlük de yapabilir. Diplomaları da var. Ben de şimdi ayakkabıcılığa devam ediyorum ve onların kazandığı her şampiyonluğa, ben kazanmışım gibi seviniyorum. Aslında onlarda benim hayallerimin başarılarını görüyorum.”
Akaryakıt istasyonunda bir Türkiye şampiyonu
Fatih Ceyhan, oğlunu küçük yaşta kendi imkânlarıyla ve yazdırdığı spor salonlarıyla dövüş sanatlarında yetiştirdiğini dile getirdi. Ceyhan, oğlu hakkında şöyle konuştu: “ Mehmet Akif aslında benim en büyük gurur kaynağım. Küçük yaşta oğlumu eğittim ve benim hayallerimi gerçekleştirdi. Maddi imkânsızlıklar içinde kazandığı Türkiye şampiyonluğu ile gururluyum fakat kimse bize destek çıkmadı. Türkiye şampiyonu oğlum lisansını alabilmek için şimdi akaryakıt istasyonunda pompacılık yapıyor. Bu kadar emek veriyorsun sonra tüm emeklerinin karşılığının bile görmezden gelinmesi çok zoruma gidiyor. Milli takım için oğlum en yetenekli kişilerin başında geliyordu. İşin içine torpili karıştırdılar sonra duyduk ki para vermek gerekiyormuş. Demek ki biz hocaları iyi doyuramadık ve kazanç sağlayamadık ki başkaları gitti benim oğlum burada kaldı. Böyle insanlar spor kulüplerinin başında olduğu sürece Türkiye’de yetenekli sporcular her zaman kaybedenler kulübünde olacaktır. Gerçek spor ahlakıyla görevlerini yerine getiren ve kimsenin baskısı altında kalmayacak sağlam hocalara ihtiyacımız var.”
“Bizim genimize işlemiş herhâlde”
Fatih Ceyhan’ın oğlu Mehmet Akif Ceyhan da, babasının her zaman kendilerini desteklediğini ve onun hayallerini gerçekleştirmeye çalıştığını vurguladı. Akif Ceyhan, küçüklüğünden beri spora merakı olduğunu anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Babam boksördü. Bizim genimize işlemiş herhalde. Babam elimizden tutup bizi buralara getirdi. Babam esnaflık yaptı, işçilik yaptı ama her zaman arkamızda durdu. Yaz kış demeden, diz boyu karın olduğu günlerde bile bizi antrenmanlara getirdi. Ben küçükken ağlardım. Gitmeyeceğim derdim. Bizi elimizden tutar karda kışta yağmurda üşenmeden antrenmanlara getirirdi. Evde falan sürekli antrenman yapardık. Şimdi babamın hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorum.”